top of page

İştirak Nafakası: Boşanma veya Ayrılık Sonrası Çocuklar İçin Önemli Bir Hukuki Konu


anne ve baba ile çocuk. iştirak nafakası temsili

Aile hukukunun karmaşıklığı, hukukun bu dalını önemli ve dinamik bir alan haline getirmiştir. Bu alandaki kritik konulardan biri, "iştirak nafakası" olarak bilinir.

Bu makalede, Türk Medeni Kanunu'nda (TMK) düzenlenen iştirak nafakası hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki detayları inceleyeceğiz.


I. İştirak Nafakası Nedir?


İştirak nafakası, boşanmış veya ayrı yaşayan ebeveynler arasında çocukların bakımı ve eğitimi için ödenen bir nafaka türüdür. Türk Medeni Kanunu'nun 182. maddesinde düzenlenen iştirak nafakası, mahkemelerin takdir yetkisi dahilinde belirlenir.


II. Türk Medeni Kanunu Madde 182


VIII. Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları

1. Hâkimin takdir yetkisi

Madde 182 –

Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

(Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.

Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.


III. İştirak Nafakasının Bitiş Süreci


İştirak nafakası, çocuk ergin olana kadar ödenmelidir. Ancak, çocuk ergin olduktan sonra, şartlara bağlı olarak yardım nafakası talep edilebilir. Özellikle eğitim hayatı devam eden çocuklar yardım nafakası talebinde bulunabilirler.


IV. İştirak Nafakası Miktarı


İştirak nafakası miktarı mahkeme tarafından belirlenir ve her çocuk için aynı olmayabilir. Hakim, tarafların ekonomik durumlarını, çocuğun yaşını, eğitim durumunu ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak nafaka miktarını hakkaniyete uygun bir şekilde belirler.


V. İştirak Nafakasının Değiştirilmesi


İştirak nafakası, değişen koşullara göre artırılabilir veya azaltılabilir. Hakim, yeni koşullara göre nafaka miktarını yeniden belirler. Bu nedenle iştirak nafakasını kendi inisiyatifinizle değiştiremezsiniz; bunun için mahkemeye başvurmanız gerekir.


VI. Anlaşmalı Boşanma ve İştirak Nafakası


Taraflar anlaşmalı boşanırken müşterek çocuk için ödenecek iştirak nafakasını belirleyebilmektedir. Hatta anlaşmalı boşanma gerçekleştikten sonra taraflar daha sonra koşulların değişmesi nedeniyle iştirak nafakasının arttırılıp yahut azaltılmasını talep edebilirler.

Anlaşmalı boşanma sırasında taraflar iştirak nafakası ödenmemesini kararlaştırmış olabilirler fakat daha sonradan iştirak nafakasının ödenmesi talep edilebilir. Çünkü iştirak nafakası anne ve babanın bakım yükümlülüğünden kaynaklanan bir nafakadır.


VII. Hâkim Tarafından Resen Hüküm Verilmesi


Hâkim, iştirak nafakası için tarafların talepte bulunmasa bile, çocuğun çıkarlarını gözeterek nafakaya resen hükmedebilir.

Bu makale, iştirak nafakasının hukuki yönlerini ve Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddelerini açıklamaktadır. Hukuki konularda karar verirken uzman bir avukatın danışılması her zaman tavsiye edilir.

İştirak Nafakasıyla Alakalı Önemli İçtihatlar:


YARGITAY

8.HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2013/13661

Karar Numarası: 2014/1951

Karar Tarihi: 10.02.2014


BOŞANMA VEYA AYRILIK VUKUUNDA ÇOCUK KENDİSİNE TEVDİ EDİLMEMİŞ TARAF GÜCÜNEGÖRE ONUN BAKIM VE EĞİTİM GİDERLERİNE KATILMAKLA YÜKÜMLÜDÜR

VELAYET HAKKI KÜÇÜĞÜN REŞİT OLMASI İLE SONA ERECEĞİNDEN BU TARİHTE İŞTİRAK NAFAKASININ SONA ERECEĞİ TABİDİR.


ÇOCUĞUN REŞİT OLDUĞU TARİHE KADAR ÖDENMEYEREK BİRİKEN NAFAKA ALACAĞIBULUNDUĞU TAKDİRDE VELAYET HAKKI KENDİSİNE VERİLMİŞ OLAN EŞ TARAFINDAN ÇOCUĞUNREŞİT OLDUĞU TARİHTEN SONRA DA BU ALACAK TAKİBE KONU EDİLEREK ÖDENMESİ İSTENEBİLİR.


ÖZETİ: alacaklı annenin müşterek çocuk için hüküm altına alınan ve reşit olduğu tarihe kadar devam eden iştirak nafakası birikmiş alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunduğu, bu döneme ait borcun ödendiği itirazının borçlu tarafından süresinde ileri sürülmediğinden bu hususa ilişkin ret kararı yerinde ise de, küçüğün reşit olduğu tarihten sonrası için yasal olarak nafaka borcunun ortadan kalktığı iddiasının, ilama aykırılık nedenine dayalı olduğundan süresiz şikayete tabi bulunduğu da nazara alınarak; çocuğun reşit olduğu tarihten, takip tarihine kadar ki dönem için istenen ve icra emirinde açıkça kalem kalem gösterilen aylık nafakalar ve istenen işlemiş faiz miktarlarının hesap edilip icra emrinin buna göre düzeltilmesi gerekirken bu kısma ilişkin olarak da istemin reddi doğru değildir.


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosyama hallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için tetkik Hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. Zira nafaka, velayet hakkı kendisine verilen eşe çocuğun bakım ve eğitimine harcaması için verilmiştir ve onun tarafından istenilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır.

Yine TMK'nun 328. maddesine göre, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer.

İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir.

Somut olayda iştirak nafakası ilamına dayalı olarak, velayet kendisine verilen anne birikmiş iştirak nafakası alacağının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatmış, icra emrinde istenen birikmiş nafakalar aylık kalemler halinde gösterilmiştir. Borçlu baba aylık nafaka miktarlarının ilama aykırı olarak fazla tespit ve talep edildiği, küçüğün reşit olduğu tarihe kadar ki nafakaların ödeme ile sonlandırıldığı, reşit olduğu tarihten sonrası için de nafaka borcunun yasal olarak sona erdiği gerekçeleriyle takibin iptali talebinde bulunmuştur.

Mahkemece bilirkişi incelemesi için kesin süre verilmiş bu sürede gerekli gider avansı yatırılmadığından, aylık nafaka miktarlarına ve ödemeye ilişkin itirazlar incelenemediğinden, ayrıca çocuk reşit olduğundan takip sonrası devam eden aylar nafakasını kendisinin takibe koyabileceğinden bahisle takip sonrası için istenen aylık nafakaya ilişkin ve ödendiği iddia edilip alacaklı tarafça kabul edilen 707,00.-TL yönünden takibinin iptaline; diğer taleplerin ise reddine karar verilmiştir.


YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2018/4960

Karar Numarası: 2019/591

Karar Tarihi: 21.01.2019

Özeti: Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun boşandıktan sonra kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Buna göre, mahkemece, müşterek çocuğun boşandıktan sonra borçlu baba yanında kaldığına ilişkin iddianın borçlunun bildirdiği her türlü delil incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2012/32 Esas-2012/13 Karar sayılı boşanma ilamında lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda sair itirazlarının yanı sıra alacaklı ile boşandıktan sonra müşterek çocuğun kendisinin yanında kaldığını, tüm ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını, bu nedenle nafaka ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir.

Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun boşandıktan sonra kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Buna göre, mahkemece, müşterek çocuğun boşandıktan sonra borçlu baba yanında kaldığına ilişkin idiianın borçlunun bildirdiği her türlü delil incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve dar yetkili icra mahkemesince tanık dinlenemeyeceği gerekçesi ile bu yöndeki itirazın da reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.


YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2010/10265

Karar Numarası: 2011/11008

Karar Tarihi: 21.06.2011


ÖZETİ: Toplanan delillerle, boşanmada davalının daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu şekilde kabul edilmiştir. Davalının, eşini iffetsizlikle suçlaması, kadının kişilik haklarına saldırı oluşturur. Bu durumda davacı yararına uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken bu isteğin reddi doğru görülmemiştir.

Davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kabul edilerek yararına aylık irat şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedildiğine göre, yoksul olduğu kabul edilmiş olan davacının velayeti kendisine bırakılmayan çocuk için diğer tarafa iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; manevi tazminat, maddi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı tarafından da kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- ) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- ) Toplanan delillerle, boşanmada davalının daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu şekilde kabul edilmiştir. Davalının, eşini iffetsizlikle suçlaması, kadının kişilik haklarına saldırı oluşturur. Bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi gereğince davacı yararına uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken bu isteğin reddi doğru görülmemiştir.

3- ) Davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kabul edilerek yararına aylık irat şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedildiğine göre, yoksul olduğu kabul edilmiş olan davacının velayeti kendisine bırakılmayan çocuk için diğer tarafa iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Avukat Burak Can KAYMAZ

KAYMAZ HUKUK BÜROSU / ELAZIĞ







65 görüntüleme0 yorum

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page